Türkiye’de yoksulluk oranı 2022’de bir önceki yıla göre sabit kalarak yüzde 14,4 oranında gerçekleşti. Oran, bir önceki yıla göre sabit kalsa da, gerileme göstererek 13,5 seviyesine düştüğü 2017’nin üzerinde kalmaya devam etti. Yoksulluk oranının yer aldığı istatistik daha önce Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması olarak yayınlanıyordu. Bu yıl kapsam değişikliğiyle Yoksulluk ve Yaşam Koşulları İstatistikleri olduğu için fert geliri ve medyan gelir açıklanmadı.  2022 için Yıllık ortalama eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert geliri 48 bin 642 TL olarak açıklanmıştı.

Eşdeğer hane geliri (hane birey sayısının eşitlendiği) hesaplamasına göre ortaya çıkarılan fert başına gelir seviyesinin orta noktasında (medyan) bulunan gelirin yüzde 50’sinin altında kalanlar yoksul kabul ediliyor. Bu hesaplamaya göre Türkiye’de yoksulluk oranı 2013’ten bu yana yüzde 15-13,5 arasında değişiyor.

Son dönemde, üst gelir grubunun gelirden daha fazla pay alması olgusuna yoksulluk oranında da rastlandı. Fert başına medyan gelirin yüzde 60’ından daha düşük oranda hesaplanan yoksulluk oranında 2022’de bir önceki yıla göre 0,3 puanlık artış oldu ve oran yüzde 21,6 olarak gerçekleşti. Aynı şekilde yüzde 70’inin altında gelir edenlerde de 2022’de bir önceki yıla göre yoksulluk oranı yüzde 29,3 olarak hesaplandı.

Eğitim seviyesinin etkisi devam etti

Önceki yıllarda olduğu gibi, eğitim seviyesi yoksullukta ana etkenlerden biri olmaya devam etti. TÜİK hesaplamasına göre okur-yazar olmayanların yüzde 27,7'si, bir okul bitirmeyenlerin yüzde 24,4'ü, lise altı eğitimlilerin yüzde 13,8'i, lise ve dengi okul mezunlarının ise yüzde 7,8'i yoksul olarak hesaplandı. Yükseköğretim mezunlarında ise yoksulluk yüzde 2,6 olarak belirlendi.

Toplumun yüzde 32,6’sı risk altında, gençler daha yüksek yoksulluk riski taşıyor

TÜİK verilerine göre, göreli yoksulluk, maddi ve sosyal yoksunluktan kaynaklı olarak yoksulluk riski altındaki kişilerin oranı yüzde 32,6 olarak ölçüldü. Bu kişiler yoksulluk ve sosyal dışlanma riski altında olarak tanımlanıyor. “Göreli yoksulluk, maddi ve sosyal yoksunluk ve düşük iş yoğunluğu göstergelerinin en az birinden yoksun olma durumu olarak açıklanan yoksulluk veya sosyal dışlanma riski” ilk kez hesaplandı. TÜİK verilerine göre, yaş grupları dikkate alındığında, 0-17 yaş grubunda riskli nüfuz yüzde 42,7 olarak belirlenirken, 18-64 yaş arasında yüzde 30,2, 65 yaş üzerinde ise yüzde 20,5 olarak ölçüldü.

 

Maddi ve sosyal yoksunluk yüzde 16,6

Eurostat modeline göre, otomobil sahipliği, ekonomik olarak beklenmedik harcamaları yapabilme, evden uzakta bir haftalık tatil masrafını karşılayabilme, kira, konut kredisi ve faizli borçları ödeyebilme, iki günde bir et, tavuk, balık içeren yemek yiyebilme, evin ısınma ihtiyacını karşılayabilme ve yeni eklenen mobilyaları eskidiğinde değiştirebilme gibi sosyal kriterlerin eklenmesiyle oluşan moddi ve sosyal yoksunluk hesabı da TÜİK tarafından açıklandı. Buna göre, yine fert medyan gelirinin yüzde 50’si dikkate alındığında göreli maddi ve sosyal yoksunluk 2022’de bir önceki yıla göre 1,5 puan azalarak yüzde 16,6 olarak belirlendi. Ancak bu kapsamdaki yoksunluk 2018’deki yüzde 15,3 seviyesinin üzerinde kalmaya devam etti.

Her 10 kişiden 6’sının borcu var

TÜİK verilerine göre konut alımı ve ısınma dışında, taksit veya borç altında olan kişi sayısı 2022’de yüzde 59,4 olarak ölçüldü. Bu oran bir önceki yıla göre 4,3 puan geriledi.  Taksitlerin ve borcun çok yük getirdiğini düşünenlerin sayısında da bir önceki yıla göre 2,3 puan azalma ile yüzde 17,7 oranı belirlendi. Hiç yük getirmiyor diyenlerin oranı da 0,2 puan azalışla yüzde 6,2 olarak belirlendi.

TÜİK’e göre hanelerin yüzde 59,6'sı evden uzakta bir haftalık tatil masraflarını, yüzde 41,5'i iki günde bir et, tavuk ya da balık içeren yemek masrafını, yüzde 31,1'i beklenmedik harcamaları, yüzde 20,4'ü evin ısınma ihtiyacını, yüzde 65,4'ü eskimiş mobilyaların yenilenmesini ekonomik olarak karşılayamadığını beyan etti.