Milletlerin bel kemiği diyebileceğimiz örf,adet ve kültür, bir milletin herkesçe bilinen ve göz ardı edilemeyecek bir öneme sahiptir. bu yazımı edebiyatımızda önemli bir yere sahip olan yazar Peyami safa'nın şu sözü üzerine yazmak istedim; Bir milleti yok etmek isterseniz askeri istilaya gerek yoktur.

Ona tarihini unutturmak, dilini bozmak, dininden soğutmak ve dolayısı ile manevi değerlerini, ahlakını ‘bozmak’ ve soysuzlaştırmak kâfidir.” günümüzdeyse bu asimilasyonu özellikle siyaset ayriyeten sosyal medya üzerinden gayet başarılı bir şekilde  manevi degerlerimize saldırılar gerçekleşmektedir.  

Bu asimilasyona  göz ucuyla bakacak olursak sosyal medyada ki popüler bir mevkiye gelme  çabasıyla evli çiftlerin  kendilerini kemara önünde saçma sapan hareketlerle yapmacık mutlu aile ortamı havasıyla kültürümüzün temel taşı olan aile mahremiyetini yok saymasi, ortam farketmeksizin özgür davranış ve düşünce nitelemesiyle ahlaki değerlerin görmezden gelinmesine örnektir.

Örf, adet ve kültürümüzün oluşmasının temeli olan dini değerlerimizin unutturulmaya çalışılması, eğitim-öğretim süresince kültürümüzü ve dini değerlerimizi en güzel şekilde yansıtan 600 küsür yıl varlığını sürdürmüş Osmanlı tarihimizi olmadık, çarpıtılmış seneryolarla anlatılması aklıma cumhuriyet tarihimizde Cumhurbaşkanlığı,Başbakanlık ve Milletvekilliği yapmış olan Celal Bayar'ın "Biz batılılara ''Lozan''da söz verdik, ''islamiyet''i ve ''kültürünü'' bir zaman süreci sonunda halka unutturacağız,ben bu sözün bekçisiyim  benden sonrakiler de bu vazifeye devam edecekler.”' cümlesi şuan ki sosyal ve siyasi çabaların bunun bekçiliğini yapmak için binbir çaba içerisinde olduklarını toplumca şahit oluyor ve ve suanki düzenin örf,adet, kültür ve dini degerlerimizi yok sayma çabasıyla asimilasyona zorlama uğraşısındadır. Günümüz ve gelecekteki bu sözün bekcilerine engel olmak  ise en başta Anne,Baba ve eğitimcilerin görevidir. yetişen nesillere dini değer ve kültürümüzü aşılamak bilinciyle hareket etmek de temel çabalarımızın bir parçası olmalıdır.