ABD yatırım bankası Goldman Sachs Group Inc. bu hafta yaklaşık 3 bin 200 pozisyonu ortadan kaldırma planına kilitlenerek şimdiye kadarki en büyük işten çıkarmalarından birini başlatıyor. Bu kararıyla birlikte banka işten çıkarma konusunda rakiplerinden daha iddialı bir adım atmış oldu.

Yakın kaynaklara göre, firmanın süreci hafta ortasında başlatması bekleniyor. Çıkarılan kişilerin üçte birinden fazlası ana ticaret ve bankacılık birimlerinden olacak. Bu da kesintilerin ne kadar geniş kapsamlı olduğunu gösteriyor.

2018'DEN BERİ YÜZDE 34 ARTTI

Veriler, İcra Kurulu Başkanı David Solomon yönetiminde personel sayısının 2018 sonundan bu yana yüzde 34 artarak 30 Eylül itibariyle 49 binin üzerine çıktığını gösteriyor. Bu yıl işten çıkarmaların ölçeği, firmanın pandemi sırasında yıllık düşük performans gösterenleri büyük ölçüde bir kenara bırakma kararından da etkileniyor.

Çeşitli iş kollarındaki yavaşlamalar, pahalı bir tüketici bankacılığı girişimi, piyasalar ve ekonomi için belirsiz bir görünüm, bankayı maliyetleri azaltmaya itiyor. Wall Street'te birleşme faaliyetleri ve şirketler için para toplama ücretleri darbe aldı. Varlık fiyatlarındaki düşüş, Goldman için sadece bir yıl önceki büyük kazançların bir başka kaynağını ortadan kaldırdı. Sektördeki bu genel eğilimler, bankanın yıl boyunca tahmin edilenden çok daha hızlı bir şekilde zararların biriktiği perakende bankacılık girişimindeki hatalarıyla birleşti.

Analist tahminlerine göre bu durum bankayı yaklaşık 48 milyar dolar gelirle yüzde 46'lık bir kar düşüşüyle karşı karşıya bıraktı. Yine de, bu gelir işareti, bu yıl bir başka sıçrama kaydedecek olan ticaret bölümü tarafından desteklendi ve şirket genelindeki rakamın rekor seviyedeki ikinci en iyi performansını elde etmesini sağladı.

Nihai işten çıkarma rakamı, yönetim kademelerinde yaklaşık 4 bin kişiyi işten çıkarabilecek daha önceki tekliflerden önemli ölçüde daha düşük. Bu ölçekteki son büyük uygulama 2008 yılında Lehman Brothers'ın çöküşünün ardından gelmişti. Goldman o dönemde 3 binden fazla kişiyi ya da işgücünün yaklaşık yüzde 10'unu işten çıkarma planına başlamış ve üst düzey yöneticiler ikramiyelerinden vazgeçmeyi tercih etmişti.