Evet, dostlar öğrencilerin bir bölümünün gıcık ders diye tabir ettiği, genelde derste uymaya çalıştığı TARİH dersi okullarda neden zorunludur? Lafı hiç uzatmadan örneği ile konuyu açıklayalım.

Tarih, geçmişimizden ders çıkarıp geleceğimize yön vermemizi sağlayan bilim dalıdır. Tanım gayet açık olmasına rağmen maalesef dersi anlamadığımız/anlamak istemediğimiz gibi günlük hayatta da bunu uygulamıyoruz. Sorunun bir nedeni de Osmanlı Vakainüslerinin (Saray Tarihçileri) yaptığı hatayı Cumhuriyet dönemi tarihçilerinin de yapması. Neydi o hata? Başarıları, zaferleri abartılı anlatmak, yenilgileri tek satırda geçmek. Ama modern tarih anlayışı her ikisinin de tarafsız bir şekilde aktarmamızı ister. Aşağıda yazacağım tarihi olayda bunun en güzel örneklerinden biridir.

Hatırlarmısınız yakın tarihte Milli Eğitim Bakanlığı tarihin tozlu sayfalarından Kût'ül-Amâre Zaferini çıkarmıştı. O döneme kadar bu savaştan tek satırda bahsediliyordu. Sırf Nato’ya girerken İngilizlere şirin görünmek ve onların izzet-i nefislerini incitmemek için 1950’li yıllara kadar bayram olarak kutlanan zafer unutturulmaya çalışıldı. Tıpkı Sarıkamış Harekâtı gibi. Dostlar dostlar yanlışlara yine devam ediyoruz. Artık okullarda ne Kût'ül-Amâre, ne de Sarıkamış harekatı etkinlikleri yapılmıyor.

Gelin size tarihimizin en acı sayfalarından birini açalım. Sizlerden ricam lütfen yazıyı sonuna kadar okuyunuz.

Kartal Meydan Muharebesi

1768-1774 Osmanlı-Rus Savaşı

Avrupa’da Yedi Yıl Harpleri bitip, iki ayrı ittifaktan olmalarına rağmen, Prusya ve Rusya’nın anlaşmasıyla, Lehistan(Bugünkü Polonya) aralarında paylaşıldı. Rus işgaline karşı Osmanlı Devletinden yardım isteyen Leh milliyetçileri Osmanlı hududundan geçerek Balta’ya sığındılar. Bunları, Rus ordusunun takip etmesi ve tecavüz ettikleri topraklarda Lehlilerle beraber Osmanlı ahalisini de kılıçtan geçirip, kasabayı yakıp yıkmaları Osmanlı Devletinin hükümranlık hakkını korumak ve Rusya’nın Lehistan’a yerleşmesine engel olmak için toplanan divanda 8 Ekim 1768’de Rusya’ya savaş açıldı.

Osmanlı Ordusu: 75.000, Kırım Hanlığı 80.000-100.000 süvari ile toplam: 180.000 askere sahiptir

Rus Ordusu ise 18.000-42.000 asker arasındadır

Kartal sahrasında Debbağ köprüsü mevkiinde yapılan bu muharebe 8 saat sürmüştür. Savaş alanının yaklaşık 20 km ilerisinde Kırım Hanlığı'nın 40.000 kişilik süvari takviye kuvvetleri ve Abdi Paşa ordusu olmasına rağmen bunların muharebeye katılma fırsatları bile bulamamıştı.

Osmanlı ordusundaki askerlerin yeterince eğitim görmediğini ve bir düzene sahip olmadığını Serdar-ı Ekrem İvazzade Halil Paşa anlamamıştı. Ayrıca büyük bir orduyu Tuna Nehri üzerine köprüler kurmadan kayıklarla bir ay süren bir faaliyetle karşı yakaya geçirilmiş, fakat, sayı üstünlüğümüze rağmen mağlubiyet olasılığına karşı oradan nasıl geri dönüleceğini hiç düşünmemesi ve karşı bir plan yapmamış olması onun komutanlık hatalarındandır. Osmanlı kuvvetleri nehre geri dönüş için bir köprü yapılmadığı için panik halinde nehre doğru giden birliklerimiz burada nehir ve Rus birlikleri arasında sıkışıp kalmıştır.

.

Hâlbuki Osmanlı devletinin büyük yenilgilerinden olan Sen Gotthard Muharebesi ve Zenta Muharebesi aynı şekilde köprü kurmadan büyük nehirlerden karşı yakaya geçme sırasında ortaya çıktığının hatırlanması gerekmekteydi.

Savaş sırasında 60 bin Rus askeri Bender Kalesi’ni muhasara ederken, 37.500 Rus askeri de Larga’da ordugâh kurmuştu. Bunu haber alan Osmanlı kuvvetleri Rusları kuşattı. Türk ordugâhı ile Prut Nehri arasında sıkışan Ruslar kurtulmak için 17 Haziran 1770 sabahı harekete geçti. Türk ordugâhı kısa sürede kuşatıldı ve yoğun top ateşi karşısında yeniçerilerin disiplinsizliğinden dolayı tutunamayan Osmanlı ordusu dağıldı. Larga Muharebesi’nden sonra dağılan Osmanlı ve Tatar birlikleri Kartal’da (Kagul) toplandı. 1 Ağustos sabahı ise günün ilk ışıklarıyla birlikte Ruslar saldırıya geçti. Rusların ilk saldırıları yeniçeriler tarafından geri püskürtüldü. Fakat savaşın sonucunu daha sonra devreye giren Rus topları belirlerdi. Yoğun top atışı karşısında dayanamayan Osmanlı ordusunda bozgun baş gösterdi ve bu kısa sürede büyüdü. Fakat Tuna Nehri üzerine köprü kurulmadığı için kaçış büyük bir felakete döndü. Rus topçusundan kurtulan Türk askerleri Tuna Nehri’nin sularında can verdiler. Kartal Muharebesi’nde 30 binden fazla asker şehit düştü.

Bender Kalesinin Kaybedilmesi (1770)

Bu facianın izleri silinmeden gelen Bender faciası, yürekleri daha beter sızlattı. Bu seferki facia Tuna Nehri yakınlarında yaşandı. Rus ordusuna komuta eden Kont Romanzoff, 30 bin kişilik ordusu ve müthiş toplarıyla, 180 bin kişiye ulaştığı belirtilen Osmanlı Kırım ordularını mağlup etti. Sekiz saat süren korkunç boğuşma neticesinde 50 bin askerimiz kılıçtan geçirildi. Bender Kalesi düşman eline geçti. Kadınlar ve çocuklar öldürüldü. Fakat Rus ordusu da büyük kayıplar vermişti. Hatta Çariçe Katerina'nın, duyduğu zaman bu zaferin bu kadar insana değmediğini söyleyerek ağladığı rivayet edilir (1 Ağustos 1770).

Savaşın Sonuçları:

Rusya’nın kaybı: 1500 ölü ve yaralı

Osmanlı kayıpları: 80.000 şehit ve yaralı, 2.000 esir ve 130 top kaybedildi

 Bu muharebe aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğu üzerinde pek çok yıkıcı etkilere sebep oldu, Kartal Ovası Muharebesi'nden 4 yıl sonra Osmanlı İmparatorluğunun Karadeniz'deki hâkimiyetine de son verildi. Kırım Hanlığının, Rus işgaline açılmasının ve Rusya himayesine girmesinin önü açıldı. Ağır koşullar içeren Küçük Kaynarca Antlaşması'nı imzalamak ve askeri açıdan reformlara girişmek zorunda kaldık.

Osmanlı ordusu büyük bir moral çöküntüsü içine girdi ve ordunun, süvari kuvvetlerinin teknolojik yönden geri kalmışlığını ortaya çıktı. Osmanlı ordusu bir daha savaş boyunca savunmaya çekilmek zorunda kaldı.

Osmanlı ordusu Tuna sahilindeki Kartal Muharebesi’nde kendi kuvvetlerinin beşte biri büyüklüğündeki bir Rus ordusuna mağlup oldu. Ruslar zayiatlarını 1.000 kişi olarak bildirirler. Osmanlı kaynakları ise Osmanlı askerlerinin üçte birinin şehit düştüğünü ve Rusların eline 130 ile 142 pare arası top ve 7000 zahire yüklü araba geçtiğini bildirirler.

Gel gelelim zurnanın ZIRT dediği sorumuza. Acaba bunları hiç askeri veya sivil açıdan savaştan çıkardığımız sonuçlar ve aldığımız dersler nelerdir? Onuda siz düşünün ve karar verin. Yok öyle beleşçilik, düşünün biraz.