Bel ağrısının hayatın tüm dönemlerinde ortaya çıkabilen, günlük yaşamı sekteye uğratarak verimliliği düşüren yaygın bir kas-iskelet sistemi bozukluğu olduğunu dile getiren Fizik Tedavi Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Sevinç Külekçioğlu, "Omurga, disk veya çevresindeki yumuşak dokulardan kaynaklanan mekanik bel ağrıları en sık sebeptir. Tekrarlayan travmalar ve anatomik yapıların gereğinden fazla kullanımı kronik mekanik bel ağrılarına neden olur" dedi.

'PSİKOSOSYAL ETKENLER...'

Bel ağrısının oluşmasını etkileyen temel etkenlerin meslek, yaş, kilo, sosyal aktivite, psikososyal etmenler ve eğitim durumu olarak değerlendirildiğine işaret eden Dr. Öğr. Üyesi Külekçioğlu, depresyon, anksiyete ve stres gibi bazı psikososyal etkenlerin bel ağrısındaki oranın yükselmesinde etkili olduğunu, bu tarz psikososyal faktörleri olduğunda ağrı süresinin uzayarak ağrının kronikleşmesine sebep olabileceğini belirtti.

'PERFORMANS KAYBINA NEDEN OLAN...'

Bel ağrısının; ciddi klinik, sosyal, iş gücü ve performans kaybına neden olan, dünya nüfusunun genelini etkileyen önemli bir sorun olarak karşımıza çıktığını dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Külekçioğlu, şunları söyledi:

“Bel ağrısını süresine göre akut, subakut ve kronik olarak sınıflandırırız. Nedenleri hafif bir tutulmadan patolojik hastalıklara kadar birçok etken etkili olabilir. Bel ağrısı tedavisinde ilaçla tedaviler, egzersiz ve fizik tedavi, enjeksiyon ve çeşitli tamamlayıcı tedaviler uygulanabilir. Tedavi, hastanın semptom ve belirtilerine bağlı olarak planlanmalıdır.”

Bel ağrısı probleminde tamamlayıcı tedavilerden en çok önerilenlerin mezoterapi, proloterapi, ozon ve akupunktur olarak sıralanabileceğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Külekçioğlu, “Hastaya ve hastalığına özel bir tedavi programı hazırlanmalı, hastanın sürece uyumunun ve aktif katılımının çok önemli olduğu vurgulanmalıdır” dedi.