''Yer o dehşetli sarsıntısıyla sarsıldığı zaman
 Ve yer ağırlıklarını dışarı attığı ve insan, “Ne oluyor buna!” dediği zaman;
O gün yer, bütün haberlerini rabbinin ona vahyettiği şekilde anlatır.
İşte o gün insanlar yaptıkları kendilerine gösterilsin diye (bulundukları yerden) farklı gruplar halinde çıkarlar.
Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu (karşılığını) görür.
Kim de zerre miktarı şer işlemişse onu (karşılığını) görür.''


Zilzal sarsıntı, deprem demektir. Sûrede her ne kadar kıyamet kopması sırasındaki şiddetli yer sarsıntısının ardından kıyamet gününde yaşanacak olan sıkıntı ve dehşet verici haller anlatılsa da, son günlerde yaşadığımız dehşetli depremi (zelzeleyi)  çok güzel özetliyor. 
‘Yer ağırlığını dışarı attığında’; bizler, sizler, onlar, bunlar mühendisler müteahhitler, denetimciler, inşaatı incelemeden imza atanlar, dükkân daha iyi gözüksün diye kolon kesenler, demirden, çimentodan çalanlar… ‘’ne oluyor buna’’ demeye başladılar.  Ne olacak yaptığınız size gösteriliyor. Ne olacak hesap vereceksiniz.
‘O gün yar haberlerini’ anlatıyor, yığınlar seni şikayet ediyor, enkazdan çıkarılan insanlar seni şikayet ediyor. Yeryüzü yapılan bunca hırsızlığı, caniliği, haramı kaldıramıyor artık. Bu olanlar sana gösterilsin ki ibret alınsın. 
Ayrıca dünyada işlenen hayır veya şerrin karşılığının âhirette ödül veya ceza olarak alınacağı bildirilmektedir. Sen bu dünyada yapılanların karşılıksız kalacağını düşünme. Depremzedelere yapılan yardımlar, uzatılan el karşılığını alacaktır. 
Yaşanan bu dram, acı ve çaresizliğe sebep olanlar, Kolon kesenler, çimentodan demirden çalanlar bu yaptıklarının hesabını verecekler.


 Hesabını veremeyeceğimiz işleri yapmaktan Sana sığınırız Allah'ım.