Merhaba güler yüzlü maskenin arkasında ki gerçek ben. Her şeyin farkındayım seni boşluyor gibiyim. Hatta beyhude bir çaba içerisinde olduğumun da farkındayım. Ne yana gideceğimi bilmeden öylece düşüncelerimi, zevklerimi ve hayallerimi bir bavula tıka basa doldurmuş beklemekteyim sadece. Bu kez aldatıcı mavi görüntüsüyle kaçıp sığınabileceğim bir deniz yok. Şiddetle yağan yağmurun azizliğiyle durağın doğru durak olmadığının farkında bile değilim. Karanlık yolun yarısına yakınım, şu ihtiyar ruhumla genç bedenimin yabancısı oldum. Dağların denize paralel olan arka yamacında öylece kendimi aramaktayım.
Güneşi badem ağaçlarını ısıtmayan şubatta bitti. Hayatın gerçeklerini yüzüme vuran martın esintisi de… Oysa mayısın da gelecek baharında hiçbir anlamı kalmadı artık çünkü yüreğimin içinde ki kelebeğin kanadına taş bağlamışlar sanki.
Ben haziranın kızgın güneşi altındayım kendimi temmuzun kavuruculuğuna bırakmadan tut ellerimden çünkü boy aynasındaymış gibi görünen meltemli günlerim kendini dev aynasına bürümüş ayazlı günlere döndü.
İçimde beni yiyip bitiren derin köhne bir sual… Neydim?
Tenhadaki yalnızlığım yüksek ve bol yağışlı alanlarda yetişen yaban güllerine benziyor. Deve hörgücünden farksız sırtıma ruhumun bitkinliği yansıyor sanki. Her gün yolumu revize eden karıncalarla doğru yolu bulmaya çalışıyorken karanlığın sonsuzluğuna koşar adımlarla gidiyorum. İyi bir girizgâha da sahip değilim, düşüncelerime karşı giyotinin başındaki cellattan farksız oluyorum.
Oysa içimdeki derin köhne sual devam ediyor… Ne oldum?
bizim ufkumuzu açıyor lütfen yazmaya ara vermeyiniz .
Tek kelime ile kusursuz bir edebiyat