Hazreti Eyyup (a.s.)’ın kıssasından insanlığa verilen mesajın başında musibetlere karşı sabırla tahammül etmek gerektiğini, “Hazreti Eyyub Aleyhisselâmın zahirî yara hastalıklarının mükabili, bizim bâtınî ve ruhî ve kalbî hastalıklarımız…” olduğunu Bediüzzaman hazretleri İkinci lem’a’da Beş Nükte ile nazara vermiştir. Beş nükteden Dördünü yazdık bugün kısmet olursa son Beşinci Nükte ile konuyu bağlayacağız, inşallah.

Beşinci Nüktede geçen "Asıl musibet ve muzır musibet, dine gelen musibettir. Musibet-i diniyeden her vakit dergâh-ı İlâhiyeye iltica edip feryad etmek gerektir. Fakat dinî olmayan musibetler, hakikat noktasında musibet değildirler."

Dini musibetleri şöyle sıralayabiliriz. İnkâr, günah, gaflet, gıybet gibi manevi hastalıklardır.

 

Dini olmayan musibet ise, isyan etmemek şartı ile her çeşit dünyevi ve maddi sıkıntılardır. Bu sıkıntılar çok muhteliftir. Bunlar hastalık olur, deprem olur, sel ve yangın olur, kaza olur, işlerin kesat gitmesi veya iflas etmek olur, akraba ve dost birisinin vefatı olur, ekonomik kriz olur vs.

 

 

Allah, dini olamayan maddi musibetleri, hem imtihan hem de gaflet ve dalalete gitmekte olan insanları ikaz ve ihtar için verir. Şayet insan bu musibetleri iyi değerlendirir ve dersler çıkarabilir ise maddi zarara ve sıkıntıya bedel, çok manevi fayda ve kazançlar elde edebilir.

Musibetler, insanı hem ebedi tehlike olan küfür ve inkâr bataklığından kurtarıyor hem de cennette çok büyük servet ve mülkler edinmesine vasıta oluyor. Bu yüzden görünüşte çirkin ve sıkıntılı da olsa hakikatte güzel ve ferahlatıcıdır.

Devamı var……

25.6.2023

Rüstem Garzanlı