On Dört mayıs 2023 Pazar günü milletimiz, Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekilleri genel seçimi için sandık başına gidecektir. Siyaset genel anlamda devlettin ekonomik politikasından bir şirketin yönetim biçimine, cemaatlerin ve peygamberlerin (a.s.) irşat metodlarına kadar uzanan geniş bir sahayı içine alan bir idare şeklidir.

Günümüzde siyaset denilince hemen çekişmeli ve kaygan parti propagandaları akla gelir. Biz kimseyi çekiştirmeden Bediüzzamanın siyasetle alakalı bazı tespitlerini ve siyasetten neden uzaklaşğını nazar-ı dikkatinize sunmak istedim.

Şöyle ki: Bediüzzaman hazretleri, Emirdağ Lahikasında saf-ı evvel talebelerinden Re’fet Beye yazdığı kısa bir mektup ile tarafgirlik ve siyasettin zararlı olduğunu, Risale-i Nur’ların bu cereyanlarla alakadar olmadığını, ancak Eski Said döneminde siyaset yoluyla dine hizmet edeceği cihetle kısa bir zaman siyasete temas ettiğini, daha sonra siyaset ve tarafgirliğin zararlı olduğu anlayınca siyaseti terk etmiştir.

Bediüzzaman, dini siyasete değil; siyaseti dine hizmet etmesi için çalışştır. I. Dünya Savaşı sonunda siyasetin yalancılıkla özdeşleşmesi ve ecnebilere alet olmak ihtimali üzerine düşünen Bediüzzaman, insanlar müteharrik-ı bizzat olmazsa siyaset yapılamayacağını belirtmiştir.

Bediüzzaman, yeni hizmet metoduna yönelmeye başlayarak, insanın en önemli meselesi iman olduğunu ve bunu kazanmak için Kur’an’ı her türlü tarafgirliğin üstünde tutularak herkese ulaştırılmasını benimsemiş 1922/23 yıllarından itibaren Yeni Said olarak siyasetten uzaklaşştır.

Bediüzzaman, insanların ebedi saadetlerini kazandırmak için çalışmaya karar verip, siyaset topuzuyla değil; Kur’an’ın nuruyla insanlara hizmeti kendisine esas yapmıştır. Talebelerinin de Nurları her türlü tarafgirliğin ve siyasetin üstünde tutmalarını, “Allah için sevmek; Allah için buğzetmek” prensibini, “siyaset için sevmek; siyaset için buğzetmek” 1, tarzına dönüştürmemelerini, Kur’an hakikatlerini hiçbir şeye alet etmemelerini istemiştir.

Bediüzzaman, Siyasetle iştigal edenlerin tam dindar olamayacaklarını, tam dindar olanların da siyasetçi olmayacaklarını da belirtmektedir.

Bizdeki siyaset zemininin ne kadar karmaşık, ne derece kaygan olduğunu ve ucunun ecnebîlerin elinde bulunduğunu, ayrıca adeta meleği şeytan, şeytanı da melek görebilme tehlikesinin olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda, Bediüzzaman’ın; “Siyasetçiler tam dindar olamaz; tam dindarlar da siyasetçi olmazlar”2, tesbitinin ne derece doğru olduğunu anlayabiliyoruz.

İşte bunun içindir ki, Bediüzzaman; “Bir tek hakikat-ı Kur’âniyeyi, bin siyasete tercih ederim“, “Şeytandan kaçar gibi siyasetten kaçıyorum” 3,diyerek hayatı boyunca fiilî siyasetten hep uzak durmuştur.

10.5.2023

Rüstem Garzanlı

Dipnotlar:

  1. Lem’alar s. 422
  2. Emirdağ Lah.s.57
  3. Emirdağ Lah. S.44, Şualar s.365