Milyonlarca işçi ve işveren yeni asgari ücretin ne olacağını merakla beklemeye başladı.

Bir taraftan yaşanan ekonomi sıkıntılardan dolayı geçinmekte zorlanan işçiler, diğer taraftan aman işçilere ne versem kabul eder diyerek kendilerinden emin, olan patronlar.

Asgari ücret artışı yapıldığı zaman bakalım kaç tane babasının oğlu işçilerini işten çıkarmadan onlara asgari ücret verecek onu hep göreceğiz.

Daha 2022 yılının temmuz ayında yapılan asgari ücreti bile, çalışanlarına vermeyen sömürücü zihniyet yeni yıldaki asgari ücreti nasıl vereceğinin merakı içerisindeyim.

Öldük, bittik, yandık, bu kadar işçi çalıştırıyoruz devletimize yardım ediyoruz diyenler bakalım işçiler üzerine ne kadar prim alıp işçilerin maaşına ne kadar zam yapacaklar.

Yapılan asgari ücret zammı büyük bir ihtimalle bir lütufmuş gibi işçilere gösterilip bakalım normal çalışma süresi 8 saatten kaç saate çıkarılacak onu zamanla göreceğiz.Bunlar yapıldığı zaman sesini çıkaramayan emekçiler yüz yıl geçse de yaşadıkları hayata bir değer kazandıramazlar.

3 kelimeyi bir araya getiremeyip atadan kalan mal mülk üzerinden patronluk taslayanlar bakalım cahil oldukları kadar adilde olabilecekler mi onun merakı içerisindeyim.

Yarınlara kalacak tek şey haksızlığa eğilmeyen boyunlar ve sömürücü zihniyete paye vermeyenlerdir.

Emekçi sayesinde ekmek kazandığını unutup emekçileri her haktan mahrum eden cahiliye devrinden kalan fosil patronlar bu asgari ücret zammının yüzde kaçını versem, acaba cebime birkaç kuruş girer, acaba nasıl bir tezgâh kurayım da işçileri daha fazla çalıştırayım, zam yaparsam işçileri acaba birkaç saat daha çalıştırır mıyım? İşçilerin hakkını adeta bir lütufmuş gibi nasıl veririm nasıl dengeleri kendime taraf değiştiririm.

Böyle söylemlerin karşılığı ne diye sorarsanız, birkaç kuruş ceplerine koyma savaşı, yani anlayacağınız ortalıkta zenginlik taslayanlar aslında 3 kuruşluk adamlardır. Oysaki işçilerini mutu eden patronlar en büyük zenginliğe sahiptirler, işçiler onlara da daha sadık ve daha vefalıdır.

Onun farkına varmayan akıl fukaraları aslında kendilerine ne kadar fiyat biçtiklerinin farkında bile değildirler. Ezen daima ezmek ister, ta ki ezilen karşılığı verene kadar. Ondan dolayı ezilenler daima hakkını savunması ve emeğinin karşılığını istemesi gerekiyor. Ağlayarak değil, haykırarak, hak alınır.

Şimdiden herkese bol şanslar…