10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü birçok gazeteci arkadaş kendilerini değerli hissediyor. Ne yapsın gariplerim şimdiye kadar önemsenmemiş hakları yenmiş, 8 saat yerine 10 saat çalışmışlar sokaktan sokağa haberden habere koşmuşlar onlara göre halkı bilgilendiriyorlar oysaki yaptıkları birçok haber üzerinde kim bilir kimler neler alıyorlar, bazı değerli arkadaşlarımız kalemlerinin satılığa çıkarıldığının bile farkında değiller. Robot gibi geliyor, akşam olunca da yorgun argın evlerine gidiyorlar gün içinde kendilerine ne kattıklarına değil bugün patronları tarafından azar işitmediklerini ve yalanda olsa tatlımsı bir şeyler duydukları için seviniyorlar.

 

10 Ocak’ta kimse tarafından yılın 364 günü hesaba alınmamış meslektaşlarımıza davetiyeler adeta yağmur gibi yağıyor. Yapılan bu davetiyeler bile çıkar ve menfaatler doğrultusunda oluyor bak bunlar benim emrimde bak bunların hepsi benim silahım demeye getirip bir yerlere mesaj vermeye çalışacaklar.

 

Mesaj vermeye çalışanlarda vermeye çalıştıkları mesajın içini bile başkasına doldurtmasa daha güzel olur fakat bir türlü daha okuma yazmayı bile öğrenmemişler. Gel gelelim cömert medya patronlarına, onlar 10 Ocak’ın ne anlama geldiğini bile bildiklerini sanmıyorum.

 

Zaten neden bilsinler ki ilgi alanları sanki medya halkı bilgilendirmek, medya da ses yapan beş kişi sayın dese büyük ihtimale Reha Muhtar derler o da o yıllarda göze çarpan dikkat çeken bir sunucu olmadığındandır.

 

Eskiye göre medya patronları her alanda cimrileştiler, hep öldük bittik masallarıyla çalışan gazetecilerin duygu sömürüleriyle kandırıyorlar. Fakat gel gör ki keyiflerine diyecek yok ama çalışan emekçinin cebinde bile gözleri var. Bunların karnı ne kadar doyarsa doysun gözleri hiçbir zaman doymaz, belki tanrı bir avuç toprak ile doldurur. Şimdiden toplum ve halk adına haber yapan tüm gazeteci arkadaşlarımın Çalışan Gazeteciler Gününü kutluyorum. Ve buradan asgari ücret zammından bihaber davranan medya patronlarına da selam çakıyorum.