6 Şubat sabahından sonra insanlar acılar ve can kayıplarıyla boğuşurken seçim tarihi tartışması son hız devam ediyor.

Türkiye’de meydana gelen ve asrın felaketi olarak nitelendirilen depremin yaraları ve cansız bedenler üzerine siyaset yapanlar ve yapmak isteyenlerin sesi gün geçtikçe artmaya devam ediyor.

Depremzedeleri ziyaret ettikten sonra paylaşılan fotoğraflar ve kasılan duyarlar gelecek seçimde adaylık perdesini aralama yöntemleridir.

Deprem üzerinde seçim propagandası yaparak devleti küçümseyenlerin sayısı gün geçtikçe artmaya devam ediyor. Devlet yok diyenler acaba kendileri ne kadar varlık gösterebildi.

Devlet yok diyenler 1999 depremine iyice baksınlar o tarihte meydana gelen deprem en üst yetkililer tarafından sonradan duyuldu. Nedeni de uyandırmaya kıyamamak oldu.

Bu acılı durumda seçimden bahsetmek insani duygulara bile aykırı. Daha hayatını kaybeden vatandaşlarımızın toprağı kurumadı. Neyin seçimi ne içip ne yiyorsunuz, böyle yaparak iktidarı devirebileceğinizi mi düşünüyorsunuz.

Bülent Arınç seçimle ilgili düşüncelerini söylüyor her duyduğuna inan iktidarı, devleti yıpratmak için her türlü manipüleye hazır olan muhalefet sazan gibi atlıyor. Yaygara çıkarıyor. Hey Allah’tan korkmaz, kuldan utanmaz siyasiler bir acımız dinsin, bir enkaz altından insanlarımız çıkarılsın ve cenazeleri toprağa verilsin. Yetimlere, öksüzlere kol kanat gerilsin. İnsanlar başını sokacağı bir çadıra, bir eve kavuşsun. Sonra seçim mi yapıyorsunuz ne yapıyorsanız yapın.

Enkaz altında canlar hâlâ kurtarılmaya devam ederken seçimleri konuşan bir muhalefetin vicdanı olabilir mi?

Kemal Kılıçdaroğlu “Seçimden korkma. Ya da kork, seçim zamanında yapılacak” diyor.

Meral Akşener "Seçimlerin 14 Mayıs’a yetişeceğini sanmıyorum. Ama 18 Haziran’a kalacağını sanıyorum" diyor. DEVA Partisi Sözcüsü İdris Şahin “Cumhurbaşkanı ve YSK seçimleri erteleyemez” diyor.

Ahmet Davutoğlu “Seçim erteleme senaryoları ile sivil bir darbeye kalkışmayın!” diyor.

Böyle muhalefete böyle iktidar diyeceğim de bu iktidar muhalefete 10 gömlek büyük gelir. Zaten büyük gelmesiydi o kadar iç ve dış saldırılara muhakkak boyun eğerdi.

Ama dediğim gibi bu iktidar bu ülkedeki muhalefete fazla bile 

Bunların hepsine cevabı AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik “Canlarımızı kurtarmanın ve yaraları sarmanın mücadelesini veriyoruz. Seçim ya da başka bir şeyin konuşulması söz konusu bile değil. Cenazelerimizi defnederken, yaralılarımıza sahip çıkarken böyle bir şeyi hiçbir şekilde konuşmayız. Bu tip konuşmaların da bizimle bir ilgisi yoktur” dedi.

Ve muhalefet yine boş atıp dolu tutmaktan başka bir performans sağlayamadı.

Muhalefet geçmiş zamanlarda nasıl ekonomi kriz istismarını covid-19 istismarını yaptıysa aynı performansı deprem felaketinde de gösterdi.

Yani zaman ne kadar değişirse değişsin muhalefet yine eski muhalefet yerinde duran öne doğru bir adım bile atamayan muhalefet ile karşı karşıyayız.

Canlarımız kurtulduktan, kurtulamayanlar toprağa verildikten, acılar dindikten, yaralar sarıldıktan sonra seçim konuşması çok mu zor? Muhalefette böyle bir karakter, böyle bir ahlak varsa elbette zordur.

Yani demem o ki milletin kanı üzerinde artık siyaset yapmayı bırakın, yok milletin kanı üzerinde siyaseti bırakamıyorsanız, bu millet size siyasetti bıraktırır elbet.

Nasıl bu millet sizin milli şef döneminde “yeter söz milletindir” demişse yine aynı şekilde sözünü hatırlatır size. Artık bu cendereden nereye kaçarsınız bilemem yani. Vesselam