Eskiden ne olduğu belli olmayan herhangi bir çizgiye sahip olmayan bugün ak yarın kara olan insanlara ikiyüzlü insanlar derdik.

Ama zamanla birlikte insanlar da o kadar değişti ki artık ikiyüzlü dediğimizde sanki onlara latife yapmış gibi oluyor, Artık onlara ikiyüz yüzlü insanlar dersek sanki biraz seviyenin altında olacak ama ne yapalım onların hızına yetişmek imkansız o kadar dönüyorlar ki topaçlar bile artık onları kıskanır oldu.

Her devrin adamı olan, el etek öpen, gidene söven geleni öven, güçlüyü seven, zengine sofra açan, yoksula çalım satan. Ve daha dile getiremediğim birçok iltifat onlar için çok az kalıyor. Belirli bir çizgiye sahip olamadığı gibi beli bir bilgi ve birikimine de sahip değiller, kulaktan duyma sözler ile kendilerine bir pay biçme telaşına giriyorlar.

Sosyal hayatın içinde, güç ve kuvvetin peşinde koşan, oturmamış kişiliği yüzüne yansımış, güce erişebilmek için başkalarının elini ayağını öpecek kadar küçülebilmeyi göze almış, ikiyüz yüzlü insanlar gün geçtikçe mide bulandırmaya devam ediyor. Çünkü onlar ile aynı dünyayı ve aynı şehri paylaşmak gerçekten hem aldığım devlet terbiyesi hem de karakterim ağır  geliyor. Bilmiyorum bu söylediklerim ne kadar marjinal  ama gerçekten beli bir kişiliğe sahip olan insanlarında benim gibi düşündüğünü sanıyorum.

 

İkiyüz yüzlülük hayatımızın her alanında karşımıza çıkıyor, örneğin siyasette, ticarette hemen her yerde karşımıza çıkar. Anlayamadığım şey ise herkesin bundan nefret etmesine rağmen kimsenin bir şey yapmaması.

Neden arkasında dedikodu yaptığımız patronun, müdürün, şefin yüzüne gülüp yalakalığın alasını yapıyoruz? İkiyüzlü insanlar makam, mevki uğruna gözünü hırs bürüyenler işi daha da ileri götürebilir. İşte burası en tehlikeli noktadır. Yani münafık.

Yalan, ikiyüzlülük, gösteriş, emanete hıyanet gibi özellikler taşıyan bu kişilerin hem dünyası hem de ahreti berbat olur.

Güzel ahlakı emreden İslam, ahiret hayatının selameti gibi toplumsal hayatın huzur ve güveni için’ de insanları ikiyüzlülükten men etmiştir.

Ve bu omurgasızlıktan kırılan insanların bir çoğu da örtülü, kendini Allah yolunda gösteren namus ve ahlak şövalyeliğine bürünen kişilerdir.

Halbuki bu namus bekçiliğini yapma gayretinde olanlar omurgaları ve karakterleri olmadığı gibi, belirli değerlere de saygıları yoktur, günü kimin kolunda geçirdiklerinin bile farkına varamayanlar, büyük bir yanılgı içerisinde olduklarını bile fark edemeyecek kadar aptaldırlar.

Şimdi diyecekseniz ki Acar Gazeteci iki yüzlü insanlar ve omurgasız insanları nasıl tanırız: Kendilerini çok iyi, çok dürüst, çok ahlaklı, kurallara uygun, sağlam bir dost, güvenilir gibi gösterirler, fakat hiç ilgisi yoktur. Aslında ortalık karıştıranlar böyle insandır.

Bunlar sadece insanların beğenisini kazanmak için böyle davranışlar sergilerler. Gerçek halleri böyle değildir. Böyle, böyle sizi kandırırlar.

İşte bu insanları anlamak için en iyi yol zaman ve gözlemdir.

Kısacası; samimiyet ne kadar etkileyici ise, ikiyüzlülük de o derece iticidir.

Onlar için düşünceler değil çıkarlar ve menfaatler önemlidir. Zaten fahişeler hiçbir zaman gelen müşterilerini tipine bakmaz paraları varsa onlar için dünyanın tek erkeği odur.

Yaptığım bu benzetme de fahişeleri aşağıladıysam kusura bakmasınlar, ama sizden daha iyi fahişelerinde olduğunu söylemek istedim. Sizler bedeninizi satarsınız onlar ise düşüncelerini onun için arasında büyük bir seviye fark var.

Yüce Rabbim sizleri omurgasız, düşünce fahişeleriyle karşılaştırmasın. Vesselam.