Şeyh Said isyanın ardından, Sason İsyanı başlatıldı

RÜSTEM GARZANLI

27-01-2024 10:15

         Şeyh Said isyanın ardından, Sason İsyanı başlatıldı
İnsan bazen tarihe tanıklık etme fırsatı yakalar, önemli olaylar onların yaşam suresinin içerisinde meydana gelir. Ben de “Sason İsyanı” yaşamış ve yerinden mecburi göçe zorlanmış anneannemin bestelediği Sason’un kara destanı onun gözyaşları eşliğinde dinliyordum.
Şeyh Said’in isyanında olduğu gibi, Sason isyanına da zemin hazırlamak için zaman zaman provokatif eylemler yapıp halkı direnişe sürüklüyorlardı, bir provokasyon neticesinde cereyan ettiğini söyleyen 122 yaşında Sason’lu Hacı Mehmet Reşit Ak isyanın tanıklarındandır.
Mehmet Raşit hadiseyi şöyle anlatmış: “Yüzbaşı iffetli bir kadına sarkıntılık etmesi yüzünden köylüler gelen heyete ve askeri birliğe silahlarıyla ateş etmeye başlarlar. Kaymakam vekili ile beraberindekileri öldürürler, askerler de bir ’an evvel köyü terk ederler. Bunun üzerine “şakiler ayağa kalktı” diyerek büyük bir güç bölgenin üzerine gönderiliyorlar. Bu süreçte buna benzer çok sayıda provokasyon vardı.”(1)
Cumhuriyetin ilk yıllarında yaşanan zulümlerin ardında en uzun isyan “Sason isyanı” gelir. 1925’ten 1938 yılına kadar halk çetin dağlarda, mağaralarda sefil hayat içinde yaşamaya tutunmak için direnmiştir.
Yüzbaşı Cemal Madanoğlu isyan günleri anlatıyor: “Kurtalan’ın Beybo köyünde uçak pisti yapılmıştı, bu pistte üç uçak sabahtan akşama kadar dağlık bölgeye gidip bomba yağdırıyordu. Daha sonra uçaklardan biri düşüyor ikisi kalıyor. Biz acımasızca insanları gözümüzü kırpmadan öldürürken, bir gün bir asiyi yakalamıştım ve öldürüleceğini biliyordu. İleride gezinen bir leyleği gösterdim ve eline tüfeği verdim, sen bunu öldür, söz senin canını bağışlayacağım, dedim. Nişan alıp alıp tüfeği indirdi “Komutan o hacı legleg’ tir, ben onu vuramam çünkü onu vurmak günahtır“ dedi. Biz gözümüzü kırpmadan suçlu suçsuz insanları öldürürken, bu asinin canını bağışlama pahasına ona leyleği öldürtemedim” diye şefkattin önemine dikkat çekmiş.
Hülasa: Sason hadisesinde, bazı kaynaklara göre bölge halkından 834 kişi öldürülmüş, 3 bin 577 kişi isyan bittikten sonra 1938’de Anadolu’ya ve Batı vilayetlerine sürgün edilerek, ağır şart ve kayıtlar altında yaşamışlar.
Memuriyet icabı 2000 yılında Yozgat’ın Boğazlıyan ilçesine tayin oldum. Halim Ağa lakabı ile bilinen Halim Tamer ziyaretime geldi, sürgün ile alakalı şu anekdotu bana anlattı:
Yozgat’ın Yenifakılı ilçesine trenle getiren bir sürgün kafilesini tren garında indirilir. Askerlerin mavzer dipçikleri altında bir kısmı Boğazlayan’a, bir kısmı da gene asker nezaretinde trenle Sivas’a gönderdiler. Annemin kocası Sivas’a, Boğazlıyan’a da annemle iki çocuğunu gönderdiler.
Babam Yugoslavya göçmeni idi, Ortalıkta kalan annemi iki çocuğuyla beraber evine getirir. Allah anneme iki erkek evlât verir. İşte ben o evlatlardan biriyim. Arada on iki sene geçtikten sonra annemin eski kocası Boğazlayan’a gelir, bir kahvehanede başından geçmiş hadiseyi anlatır.
Babam da oradaydı, adama, “senin bahsettiğin hanım iki çocuğunla yanımdadırlar. Sen bekle ben köye gidip, hanıma durumu anlatacağım, sana dönmek isterse çocuklarınla birlikte getireceğim” der.
Babam, durumu anneme anlatmış, annem on iki sene sonra benim geri dönmem uygun olmaz” demiş. Babam: Adama, “Karı seni istemiyor” der. O da,” iki çocuğumu Allah’a, sonra sana teslim ediyorum,” der. Tekrar Kurtalan’a döner….
Halim Ağanın teyzesi de Boğazlayan’ın bir köyünde ikamet ediyordu, Halim ağa ile teyzeyi ziyarete gittik, dünya hadisatlarına karşı direnen teyzemizden sürgün günlerinden bahsetmesini istedim.
Teyze, Sason’dan bu köye sürgün edildik, gecenin geç vaktinde köyün meydanında bizi topladılar, o sırada biri kolumdan tuttu evine götürdü, hanımına, “sana dilsiz bir kuş getirdim” dedi. İşte o zamandan beri ben bu köydeyim. Dedi… Uzun bir ömür gurbette geçiren teyzemizin hayat serencamı bir destan, hazin bir öykü! 
KAYNAK: 1- 17.8.2017 İlkha Batman/ Röportaj
Rüstem Garzanlı
23.1.2024
KAYNAK: 1- 17.8.2017 İlkha Batman/ Röportaj

DİĞER YAZILARI Zevale mahkûm olan bir şey İlâh olamaz 01-01-1970 03:00 Ramazan bayramınızı tebrik ederiz 01-01-1970 03:00 Muhabbete muhabbet edelim 01-01-1970 03:00 Gıybet neden çirkindir? 01-01-1970 03:00 Şark’ın Âlimleri Bediüzzaman’ı anlatıyorlar! 01-01-1970 03:00 Gıybet neden çirkindir? 01-01-1970 03:00 Kâb-ı Kavseyn makamı 01-01-1970 03:00 Duâ rahmet kapılarını açar 01-01-1970 03:00 Meşveret edin 01-01-1970 03:00 Haset, fena insanların silâhıdır... 01-01-1970 03:00 Nefis ve Şeytanın şerrinden kurtulma çaresi 01-01-1970 03:00 Hüsn-ü zann ile Sû-i zann 01-01-1970 03:00 Diyarbakır, “Şeyh Said Bulvarı” 01-01-1970 03:00 “Bâzen Zaaf Zâlim olur” 01-01-1970 03:00 Cenab-ı Allah, bizi şükre dâvet ediyor 01-01-1970 03:00 İsrail zulmüne dur diyecek yok mu? 01-01-1970 03:00 MEVLİD-İ NEBÎYENİZİ TEBRİK EDERİZ 01-01-1970 03:00 Besmele'nin fazilet ve ehemmiyeti 01-01-1970 03:00 Muş, Tanköy’de birbirini seven iki gencin acı sonu 01-01-1970 03:00 Hazreti Eyyûb (a.s.)’mın kıssasından günümüze mesaj (9) 01-01-1970 03:00 Hazreti Eyyub (a.s.)’ın kıssasından günümüze mesajlar (8) 01-01-1970 03:00 Hazreti Eyyûb (a.s.’dan günümüze mesaj (7) 01-01-1970 03:00 Hazreti Eyyub (as)’ın kıssasından günümüze mesajlar (6) 01-01-1970 03:00 Hazreti Eyyup (as)’ın kıssasından günümüze mesajlar (5) 01-01-1970 03:00 Hazreti Eyyup (as)’ın kıssasından günümüze mesajlar (4) 01-01-1970 03:00 Hazreti Eyyûb (a.s.)’mın kıssasından günümüze mesajlar (3) 01-01-1970 03:00 Hazreti Eyyup (a.s.)’mın kıssasından günümüze mesajlar (2) 01-01-1970 03:00 Hazreti Eyyup (a.s)’mın kıssasından günümüze mesajlar (1) 01-01-1970 03:00 Hazreti Yunus (as)’ın kıssasından günümüze mesajlar (3) 01-01-1970 03:00 Hazreti Yunus (a.s.)’mın kıssasından günümüze mesajlar (2) 01-01-1970 03:00 Hazreti Yunus (a.s.)’ın kıssasından günümüze mesajlar (1) 01-01-1970 03:00 Bediüzzaman neden siyasetten uzaklaşmıştır? 01-01-1970 03:00 Bediüzzaman Said Nursi’nin Siyasete Bakışı 01-01-1970 03:00 Ramazan Bayramınızı Tebrik ederiz. 01-01-1970 03:00 Leyle-i Berat’ın önemi 01-01-1970 03:00 Ölümden sonra kabir hayatı 01-01-1970 03:00 Şuhûr - u Selâsenizi tebrik ve tes'id ederiz 01-01-1970 03:00 Kâinatta tesanüd hükmeder 01-01-1970 03:00 Çiçekler hâl dili ile tesbih ederler 01-01-1970 03:00 Nasihatlerin tesir yolu iknadır 01-01-1970 03:00 İktisat, manevî bir şükürdür 01-01-1970 03:00 Allah’a iman 01-01-1970 03:00 İçimiz hüzünlü bir sonbahar 01-01-1970 03:00 Kâinatın idaresinde suhûlet var….. 01-01-1970 03:00 Küll kimin mahlûku ise, cüz’ de O’nun mahlûkudur 01-01-1970 03:00 Bütün varlıklar Allah’ı tesbih ederler 01-01-1970 03:00 Kendini gösteren birlik mührü 01-01-1970 03:00 Tevhid mührü 01-01-1970 03:00 Zevale mahkûm olan bir şey İlâh olamaz 01-01-1970 03:00 “Önce iman, sonra namaz" 01-01-1970 03:00 Annem yanımıza gelse…. 01-01-1970 03:00